Arkadan bıçaklanmalara karşı dostluklarda seçici olmak lazım. Eğer seçici değilsen bile buna hazırlıklı olmak lazım. Önce güçsüzdün, seçiciydin. Şimdi güçlüsün ve buna hazırlıklısın. Tek fark bu. Çok sosyal olmak kötü bir şey değil. İlişkilerde yüzeysel olup kendini sevdiğin sürece; samimiyetini koruyup başkasına bel bağlamadığın sürece. Unutmamalıyız her şey denge, özellikle ikili ilişkilerde.
Bazen de iğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batırmalıyız. Ama maalesef bunu yapmakta zorlanıyoruz. “Aman ayıp olmasın” diye bir şeyi, iyi de olsa kötü de olsa, o kişinin yüzüne kırmadan söylemek yerine bize öğrete öğrete arkadan dedikodusunu yapmayı ve gizli gizli kuyusunu kazmayı öğretti bu düzen. Bundan daha ayıbı var mı?
Filozofun biri demiş ki:
“Düşman, eline kılıcını alıp karşına dikilen kişi değildir. Hançerini arkasında gizlemiş halde hemen yanı başına duran kişidir.”
Ayrıca bu filozof şunu da ekler:
“Aşırı derecede nazik davranmak, saplanmaya hazır gizli hançer gibi kendini belli eder.”
Bence bu “nazik” kelimesini “iyi” kelimesiyle değiştirmek daha doğru olur gibi sanki.
Neyse, hadi benden size mutlu, güzel ve gül kokulu günler.