Bizdeki bu dış görünüş takıntısı neden acaba? İnsanlara bakıyorum; zekâlarını, bilgilerini, görgülerini geliştirmek yerine sürekli dış görünüşlerine odaklanıyorlar. Bir bakıyorum, benim “Gömlek” yazım diğer yazılara göre okunmada fark atmış. Üzüleyim mi, sevineyim mi bilemedim.
Asıl anlamadığım şu: Neden manevi değerlere değil de dış görünüşe bu kadar kafayı yoruyoruz?
Elbette hayatta pes etmemek, bir şeyi isterken vazgeçmemek çok güzel. Elbette insan, kendine saygı gösterebilmesi için kendine de özen göstermeli. Ama bu, manevi değerlerin önüne geçmemeli.
Instagram’a bir bakıyorum: Görsel şov fotoğrafları viral olmuş. İnsanlar durmadan bedenlerini sergiliyor. Çünkü iç dünyaları ve entelektüel kapasiteleri ihmal edilmiş.
Ama bu durum yalnızca bir tarafa özgü değil. Daha muhafazakâr giyineni de, daha açık giyineni de aynı yüreğe sahip. Sadece biri kendi yüreğine baskı uygularken, diğeri içindeki yetersizliği olduğu gibi sergiliyor.
Ama sonuçta: Yürek aynı yürek.
Ve önce yürekler eğitilmeli.
Bunun için manevi değerlerin önemini anlayacak iyi bir nesil yetişmeli. Hacı Bektaş Veli’nin Makalat adlı eserinde şu söz geçer:
“Onları alt etmek ve parçalamanın tek yolu harp meydanları değildir… Onları hissettirmeden maneviyatlarına uymayan hareketlere alıştırmak gerekir.”
Anlatmam gerekti.
Saygılarımla…