Bir büyücü, deneyimli çırağını işten çıkarmak istemiş; çünkü bu çırak, diğer deneyimsiz çalışanları sürekli aşağılıyormuş. Büyücü, bunu çırağına açıkça söylemiş.
Aradan bir süre geçmiş. Büyücü, sonradan kararını değiştirip daha adil bir çözüm bulmak istemiş. Bu kez çırağını kovmak yerine cezalandırmaya karar vermiş. Onu, aşağıladığı iş arkadaşlarının yanında boyunu küçülterek cezalandırmayı düşünmüş. Fakat sonra aklına daha etkili bir fikir gelmiş. Böylece hem çırağının cezası onun kendi egosuna karşı bir ders olacak, hem de diğer çalışanlar için adalet yerini bulacaktı.
Ancak çırak, bu yeni karardan habersizmiş.
Sonunda büyücü, herkesin önünde o meşhur lafı söylemiş:
“Kovuldun!”
Bir süre beklemiş. Çırağın, beklediği gibi kendini küçültecek bir tepki vermesini umuyormuş. Gerçekten de çırak, büyücünün tahmin ettiği gibi davranmış ve herkesin içinde bizim memleket usulü şöyle demiş:
“Abi, ne olur beni işten çıkarma. Ekmek parası abi… Bundan sonra davranışlarıma dikkat edeceğim, söz veriyorum abi.”
Büyücü, bu sözleri duyunca gönlü ferahlamış. Zaten deneyimli çırağı bu sözleriyle, kendini deneyimsiz çırakların karşısında yeterince küçültmüştü.