Bir gün, yazarlık yapan biri senaryolarını kime göndereceğini şaşırır. O anda ünlü birisiyle tanışır. Senaryolarını ona okuduğunda, gözleri fal taşı gibi açılır ve hayatının değişeceğini düşünür. Ama adam, hiç beklemediği bir cevapla karşılaşır. Kadın ünlüdür ama insan sarrafıdır ve onun elinden tutmayı reddeder. Peki neden? Adam bir türlü anlayamaz, yüzü kızarır ve geldiği gibi geri döner.
Peki ya olsaydı?
Şimdi paralel evrene gidiyoruz.
Kadın, senaryolarını gördükten sonra hemen ünlü bir yapımcıya gönderir. Yapımcı işi kabul eder ve film büyük ses getirir. Adam sonunda ünlü olur. Ama bu ün ona hiçbir fayda sağlamaz.
Eşini aldatır, kumara başlar. Eski sosyal çevresi bozulur. Arkadaşları onu teker teker terk etmeye başlar. Yeni bir çevre edinir ama bu çevre, ünlülerin bulunduğu yapmacık bir ortamdır.
Derken, çok güvendiği bir kişi onu arkadan vurmak ister. Adamın peşine bir dedektif takar. Kumar oynadığını ve eski sevgilisini aldattığını fotoğraflarla belgeleyip bu olayı magazin basınına sızdırır.
Adam ertesi sabah gazeteleri okur, sosyal medya yorumlarına bakar ve linç edilir. Daha önce başına hiç böyle bir şey gelmemiştir. Sokağa çıktığında insanlar yüzüne “ahlaksız” der, bazıları ise yüzüne tükürür.
İşte o anda, ünü başına yıkılır. Adam sokağa çıkamaz hale gelir, psikolojisi bozulur. İntiharın eşiğine gelir ve kimse fark etmeden hayatına son verir.
Diğer senaryoya gelince; adam çok üzülür ama ünlü birinin onu reddetmesine rağmen; daha sonra mutlu bir evliliği, çocukları, bir köpeği ve bahçesi olur. Ömrü boyunca mutlu yaşar. Kadın ise bütün bunları önceden tahmin etmiş ve onun hayatını böylece kurtarmıştır.